“SEKİZ DAĞ”

Kategori:

 

 
 YÖNETMEN  Felix van Groeningen-Charlotte Vandermeersch    TÜR  Drama
 OYUNCULAR  Luca Marinelli-Alessandro Borghi    ÜLKE  Belçika
 YAPIM YILI  2022    SÜRE  147 dk 
 ÖDÜLLER

 2022 Cannes Film Festivali Jüri Ödülü, Altın Palmiye Adayı

   IMBD PUANI  7.8 
 IMBD LİNKİ  Tıklayınız
 

 

Ailesinin tek çocuğu olan Pietro, okul zamanını büyük şehirde, yaz aylarını da ebeveynlerinin, özellikle babasının tercihi ile İtalya’nın dağ köyü Grana’da geçirmektedir. Burada akrabalarının yanında yaşayan yaşıtı Bruno ile tanışıp arkadaş olurlar. Bruno annesi ile ilgili sorulara cevap vermez, babası ise şehirde inşaatlarda işçi olarak çalışmaktadır. Bruno, süt sağmak gibi şehirli Pietro’nun bilmediği, yapmadığı bir çok köyle ilgili iş yapmakta, dağda kendince mutlu bir hayat yaşamaktadır. Pietro’nun babası şehirde öfkeli, sert bir adamken , Grana’ya geldiklerinde bambaşka biri olmakta, kendi doğa ve dağ tutkusunu oğluna da aşılamaya çalışmaktadır. Babasıyla Pietro arasında ortak zevk ve heyecanlardan oluşamayan bağ, Bruno ile babası arasında kurulur. Bu ilişki, Pietro’nun Bruno’yu hem biraz kıskanmasına hem de babasına daha çok kızmasına neden olur.

Film, İtalya’da çok satmış, ödüller kazanmış Paolo Cognetti’nin romanından sinemaya uyarlanmış. Belçikalı yönetmenler Charlotte Vandermeersch ve Felix van Groeningen, filmi İtalya’da, İtalyan oyucularla İtalyan’ca aslına uygun olarak çekmiş. İki buçuk saat süren filmde kitapta uzun anlatıldığını düşündüğüm konular biraz hızlı geçilmiş gibi geldi bana. Bruno’nun annesiyle ilgili merak ettiğimiz soruların filmde cevabı verilmemiş. Kitabını okumadığım için orada cevaplanıyor mu bilmiyorum. Pietro’nun babasına duyduğu öfkenin, onun şstediğinin tam tersini yapıp, burnunun dikine gitmesinin de az anlatıldığı hissine kapıldım izlerken. Yönetmen(ler) kitapta verilmeye çalışılan her şeyi az da olsa vermeye çalıştıkları için olsa gerek, bazı kopukluklar, boşluklar oluşmuş sanıyorum.

Yukarıdaki tespitlerimden filmi beğenmediğim sanılmasın. Datça’da “Başka Çarşamba” gösteriminde izlediğim filmin etkisi ertesi günde devam etti ve üzerinde düşündükçe ne kadar derin olduğunu fark ettim.

Bir kere film görsel olarak çok büyüleyici. Görüntü yönetmeni çok titiz çalışmış. Dağ manzaraları olağanüstü. İki erkeğin dostluklarının yıllara yayılan anlatımı da başarıyla verilmiş. Aslında ana konu, kişisel gelişim, kendini, ait olduğu yeri bulmak ile ilgili. Bu da filmi izlerken hemen kavranmasa bile, bittikten sonra kafamızdaki kareleri birleştirdiğimizde yerli yerine oturuyor ve filmin büyüsünü artırıyor.

Bruno’yu tek başına ele aldığımızda, oldukça hüzün verici bir öykü onunki. Tanımadığı annesinin, kendisiyle ilgilenmeyen babasının eksikliğini, Pietro’nun ailesiyle doldurmaya çalışıyor. Pietro’nun babası gibi o da dağlarda kendini buluyor, mutlu oluyor ve arayış içinde olmuyor. O dünya ona yetiyor. 

Pietro ise, kendini bulmak için babasından, ailesinden uzaklaşmayı tercih ediyor. Uzaklara, Hindistan’a kadar gidiyor. Filmi izlerken meditasyon yapıyor hissine de kapılıyorsunuz. Filme adını veren “Sekiz Dağ” Hint felsefesiyle ilgili, Nepal’in en yüksek sekiz zirvesine gönderme yapıyor. İnsanın kendini bulma arayışı bu dağlara tırmanmakla ilişkilendirilmiş. Kimi insan bir çok zorluklara -belki egosuna, dünyevi hırslarına, keşif yapma duygusuna- katlanır dağın zirvesine ulaşmak için, bu nedenle dünyada kendini ararken dolanıp durur. Ne istediğini ne istemediğini bilenler ise, mutlu olduğu yeri bulur ve oradan ayrılmak istemez. Onların yolculuğu kısadır diğerlerininkinden.

Hayat, kendimizi arayışımızdır. Bruno, doğduğu yere ait olduğu için bulunduğu yerde kendini bulup, kendi dağının zirvesine ulaşmıştır. Pietro’nun kendi dağının zirvesini , kendisini bulması için Sekiz Dağ’ı dolaşması, uzaklara gitmesi gerekmiştir.

Ahmet Erdemli

(20 Nisan 2023)

 

Yorum Yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Diğer Paylaşımlarım

Benzer Paylaşımlar